22 Mart 2016 Salı

ERGENLİK DÖNEMİNDE SOSYAL GELİŞİM


  • Çocuk bedeni gelişirken, çocuksu davranışlar yerini daha olgun tutum ve davranışlara bırakır.
  •  Çevreden gelen etkiler ve baskılarla ergen çocuksu davranışlarını bırakacak, yetişkinlere yaraşır davranışlara adım atacaktır.
  • Çabuk kurulan ve bozulan ilişkiler,
  • Kolay etkilenme,
  •  İlgi çekme,
  •  Rol sahibi olma çabası içindedir.
  • Toplumda saygınlık kazanmaya ve statü sahibi olmaya gereksinim duyar.
  • Gelecekle ilgili problemler ,erkeklerde daha fazla görülürken, aile ilişkileri, toplumsal ilişkiler, arkadaş seçimi, doğru hareket etme gibi problemler kız ergenlerde daha çok görülür.
  • Bazen bebeksi ve çocuksu davranır,
  • Bazen de bebek olmadığına tüm dünyayı inandırmak istercesine aşırı bağımsızlığı dener.
  • Özellikle sıkıntılı olduğu zamanlarda çocukça davranışlar görülür.
  • Sürekli şikayet edecek bir şeyler bulur.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ZİHİNSEL GELİŞİM



Zihinsel gelişme, ergenlik dönemi boyunca hızla gelişir; 15-16 yaşlarında doruğa ulaşır. Daha sonra yavaşlayarak 20 yaşına kadar gelişimi devam eder.
Gencin, ailesi ve yetiştiği ortam ile zihinsel gelişim arasında sıkı bir bağlantı vardır.
Zeka, tek başına kişiliği belirleyen bir etken değildir. Ancak zeka ile belli kişilik özellikleri arasıda sıkı bir bağ vardır.
Soyut düşünebilme, kolay genellemeler yapma ve daha çabuk sorun çözebilme gibi özellikler kişinin davranışını daha gerçekçi, daha olgun kılmaktadır.
Zihinsel gelişim ile genç, çevresiyle etkileşimini arttırmakta, özümsediği yeni kavramları yeni durumlara uygulamakta, uyum yapmaktadır.
Genç, deneyimine ve algılamasına bağlı olmaksızın mantıklı düşünce ilkelerini kullanarak muhakeme yapabilir, genellemelere gidebilir, sonuçlara varabilir.
Kızlar sözel ifade ve dil gelişimi bakımından daha ileridirler. Erkekler, sayısal alanda daha başarılı olurlar.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ


  •  Büyüme ve değişim evresidi
  • Yeni arayışlar içinde olduğu bir çağdır. Kendini aramaktadır. Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır.
  • Cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir.
  • Zor beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç olur.
  • Duyguları hızlı bir iniş çıkış gösterir.
  • Olur olmaz şeyleri sorun yapar.
  • Derslere ilgisi azalmış, çalışma düzeni bozulmuştur.
  •  Kendisine tanınan hakları yetersiz bulur.
  • Ana babanın uyarılarına birden tepki gösterir, ters yanıtlar verir. Bağımsızlık çağıdır.
  • Evde oturmak ona işkence gibi gelir.
  • Öğütlerle davranışlar arasındaki tutarsızlığı yüze vurur.
  •  Saçma olsa da bazı fikirleri savunmaktan zevk alır.
  •  Oburlaşır, durmadan bir şeyler atıştırırlar.
  • Kendisini arkadaşlarıyla karşılaştırır, gruplaşmalar olur.
  •  Argo konuşur, kendine dert ortağı ve sırdaş seçer.
  • Arkadaşlarıyla gizli konuşmaları ve fısıldaşmaları olur.
  • Günlük tutmaya başlar.
  •  Büyüklerle tartışmaya girişir.
  • Hayran olduğu kişilere fanatiklik derecesinde bağlanır.
  • Sık sık bir şeyler devirip kırar, sakarlardır.
  • Ana, babasından değişik olma çabası onu boşluğa itmiştir. Bu boşluğu arkadaşlarıyla doldurmak ister.
  • İlgileri artmış gelgeç hevesleri çoğalmıştır.
  •  İdealler geliştirir, kendilerine bir rol-model seçerler.
  • Kahramanlarına yada idollerine benzemek isterler, odasına, eşyalarına duvarlara astığı renkli resimlere ve posterlere karışılmasını istemez.
  • Gürültülü müziğe bayılır.
  •  Odası varsa saatlerce odasına kapanır, hatta kapısını kilitli tutmaya özen gösterir.
  • Şiir ve öykü yazmaya özenir.

ERGENLİK DÖNEMİNİN GENEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

ERGENLİĞİN TANIMI
 Delikanlılık dönemi,
 Buluğ çağı, diye adlandırılır,
 Gençlik çağı,
 Genç kızlık,
Ergenlik;
 Toplumdan topluma,
 Devirden devire,
 Kişiden kişiye,
 Farklı özellikler gösterir.
 Aynı toplumun çeşitli kesimlerinde bile bu farklılıklar söz konusudur. Zamanı farklı olsa da herkes ergenliği yaşar.
 İnsanın içinde fırtınaların koptuğu,
 Sosyal,
 Psikolojik,
 Fiziksel değişimlerin bir arada yaşandığı,
 Çocuklukla erişkinlik arasında yer alan,
 Hızlı bir büyüme, gelişme ve olgunlaşmanın olduğu,
 Gelecekteki yaşantıyı belirleyen dönem olarak tanımlayabiliriz.
Çocuklar sadece büyürler, Ergenler ise hem büyürler hem değişirler.
Ergenlik; ikinci doğum olarak da adlandırılır.
Ergen;
Yardımseverlik  Bencillik
Uyum  Uyumsuzluk
Çocukluk  Ciddiyet
Neşe  Keder
İsyan Etme  Boyun Eğme
İten  İsteyen
Reddeden  BekleyenZamanı farklı olsa da Herkes Ergenliği yaşar.
 İnsanın içinde fırtınaların koptuğu,
 Sosyal,
 Psikolojik,
 Fiziksel değişimlerin bir arada yaşandığı,
 Çocuklukla erişkinlik arasında yer alan,
 Hızlı bir büyüme, gelişme ve olgunlaşmanın olduğu,
 Gelecekteki yaşantıyı belirleyen dönem olarak tanımlayabiliriz.
Çocuklar sadece büyürler, Ergenler ise hem büyürler hem değişirler.
Ergenlik; ikinci doğum olarak da adlandırılır.



SON ÇOCUKLUK DÖNEMİ

SON ÇOCUKLUK DÖNEMİ

  • Kız çocuklarına 6-11 yaş, erkek çocuklarında 6-13 yaş arasında bu
    dönemde çocuğun gelişim evresinin olmadığı, zaman zaman iniş
    çıkışlarla dolu olduğu görülür
  • Son çocukluk döneminde giren çocuk,
    dengesiz, kurala karşı olan, isyankar bir tutuma girer. Bir geçiş
    dönemini oluşturan bu yaşta, bedensel ve ruhsal kaynaklı bazı temel
    değişiklikler dikkati çeker. 
  • Arkadaş gereksinimi ilk çocukluk evresine
    göre artmış, tek başına yada ikili oyunlar önemini yitirmiştir.
  • Arkadaşlar ilişkileri çocuğa, toplumsal yaşamda uyumlu bir birey
    olmayı, işbirliğini öğrenirken, aynı zamanda ona, kendini ve
    başkalarına saygılı davranmayı, haklarını korumayı, yarışmayı önder
    olmayı, yönetmeyi, sorumluluk almayı öğretir.
  • Son çocukluk döneminde
    aşırı duyarlılığın yanında görülen bir başka özellik de, kolay
    etkilenmedir. Bu dönemdeki çocuklar, kendi arzularının öteki
    çocukların doğrultusunda olduğu inancındadır.
  • Bu onların guruba kabul
    edilmelerini kolaylaştırır. Yaşam süreci içinde belki de hiçbir
    dönemde rastlanmayacak düzeyde kolay etkilenme, son çocukluk evresinde
    görülür

SOMUT-SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ

C-)SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ

  • İlkokul yıllarındaki çocuklar, bilişsel yeterlilik bakımından çok hızlı değişme gösterirler. İlkokul dönemindeki, çocukların düşünmesi okul öncesi çocukların düşünmesinden çok farklıdır. Artık, tersine çevirebilme kavramı kazandıklarından korunum ilkesi ile ilgili bir sorunları da yoktur.
  • Bu dönemde en üst düzeyde gruplama yapabilirler. Bir grup bir nesnenin bir başka grubun alt sınıfı olabileceğini anlarlar.
  • Çocuklar, bu dönemde nesnelerin belli özelliklerine göre sınıflayabilirler. (www.donusumkonagi.net, 2008) Somut işlemler dönemindeki çocuklar benmerkezcilikten uzaklaşmışlardır. Olayları ve dünyayı, başkaları açısından da görebilirler. 
  • Çocuklar bu dönemde dili etkili olarak kullanmakla birlikte vatan, millet, ülke vb. soyut kavramları anlayamazlar. Soyut kavram ve deneyimlerin somut yollarla açıklanmaları gerekir.
D-)SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ

  • Ergenlik döneminin başlangıcından itibaren çocukların düşünme biçimleri, yetişkinlere benzer hale gelir. Bu dönemde artık soyut düşünme başlar. Bir problemin çözümü, somut yollarla sınırlanmaz. Problemde bulunan değişkenler arası ilişkileri bulur. Olası denenceleri geliştirir. Daha sonra da bu denencelerin sırasıyla test eder. Çözüme sistemli şekilde ulaşır. Bu dönemde tümevarım ve tümdengelim yoluyla akıl yürütme gözlenir.
  • Çocuklar soyut kavramları anlayarak etkili bir şekilde kullanabilirler. Bu dönemde çocuklar, çeşitli ideal fikirleri, değerleri, inançları geliştirmeye başlar. Toplumun yapısıyla, felsefesiyle, politikayla ilgilenir: bir değerler sistemi örgütlemeye yönelirler.
  • Somut işlemler dönemindeki çocuklarla soyut işlemler dönemindeki ergenler arasındaki temel fark, ergenlerin bir olayın çok değişik yönlerini görebilmeleri ve bilgiyi soyut olarak üretebilmeleridir. Ayıca dil gelişimi bakımından kavramları atasözlerinin, deyimlerin anlaşılmasında artık problemleri yoktur. Ayrıca yazılı dilinde bir yetişkin kadar etkili olarak kullanabilirler. 
  • İlköğretimin 6.,7.,8. Sınıflarında ve lisede ergenlerin, analiz etme, karşılaştırma, soyut ilişkileri bulma, özgün bir şey üretme, eleştiriyel düşünme gibi özelliklerini geliştirici nitelikte etkinliklere yer verilmesi gerekmektedir. 

SEZGİSEL DÖNEM(4-7YAŞ)

B-)SEZGİSEL DÖNEM

  • Sezgisel Dönem 4–7 yaş arasını kapsar. Çocuklar bu dönemde, mantık kurallarına uygun düşünme yerine, sezgilerine dayalı olarak akıl yürütürle ve problemleri sezgileriyle çözmeye çalışırlar. Dil, hızla gelişmekte, yaşantılar yoluyla kazanılan davranışların sembolleştirilmesine yardım etmektedir.
  • Bu dönemde çocuklar, henüz üst düzeyde sınıflama yapamazlar.
  • Korunum henüz gelişmemiştir. Korunum herhangi bir nesne ya da nesne grubunun fiziksel biçimi ya da mekândaki konumu , nesnelerin miktar, sayı, alan, hacim vb. özelliklerini değişmeyeceği ilkesidir. (Senemoğlu, 2007) Çocuklar bu dönemde, nesnenin dikkat çekici özelliklerine odaklanmakta diğer özelliklerini gözden kaçırmaktadır. Korunumun kazanılmamasında bu özellikleri etkili olmaktadır.
  • İşlem öncesi dönemin önemli özelliklerinden birisi de, çocuklar işlemleri tersine çeviremezler. Piaget’e göre, tersine çevirme, düşünmenin önemli bir yönüdür ve korunumun başlangıç noktasıdır. (Senemoğlu, 2007) İşlem öncesi dönemde çocuğun düşünmesi, fiziksel etkinliğe ve nesnelerin dikkati çeken görünüşüne bağlı olduğundan doğru mantık yürütemezler, işlem yapamazlar.
  • Son yıllarda yapılan araştırmalar, Piaget’nin ortaya koyduğu bazı özelliklerin daha erken yaşlarda öğretilebildiğini göstermektedir.Örneğin; uygun etkinlikler düzenlenerek ve basit bir dil kullanılarak çocuklara korunumun öğretilebildiği gözlemlenmiştir.

İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM (2–7 YAŞ)

A-)SEMBOLİK YA DA KAVRAM ÖNCESİ DÖNEM(2-4 YAŞ)
Sembolik dönem ya da kavram öncesi dönem İki dört yaşlarını kapsamaktadır. Bu dönemde çocukların dili, çok hızla gelişir ancak geliştirdikleri kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları, kendilerine özgüdür; çoğu zaman gerçek değildir.
2–4 yaşlarında çocuk:

  •  Bu dönemdeki çocuklar ben merkezlidir. Kendilerini başkalarının yerine koyamazlar. Dünyayı başkalarının açısından göremezler. gözünün önünde bulunmayan ya da hiç mevcut olmayan nesne, olay, kişi, varlığı temsil eden semboller geliştirmeye başlar.
  • Objeleri sadece tek bir özellikleri açısından sınıflandırılabilirler. Örneğin; renklerine göre sınıflandırma ya da biçimlerine göre sınıflandırma gibi.
  • Bir özellik bakımından farklı olan nesnelerin farkını göremezler. (Örneğin; yeşil üçgenlerle yeşil kareleri bir arada gruplayabilir.) 
  • Mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Mantıkları değişken ve yüzeyseldir. Tek yönlü düşünürler. Örneğin, kedi dört bacaklı ve tüylü, küçük bir hayvandır. Buda dört bacaklı, küçük ve tüylü bir hayvan, o halde buda kedidir diyebilir.

DUYUSAL- MOTOR DÖNEMİNDE BESLENME

Beslenme bir alışkanlıktır. Bu yüzden doğru beslenme alışkanlıklarını oluşturmak çok önemlidir. Bu yaşlarda sağlayacağımız sağlıklı beslenme alışkanlığı, ileri yaşlarda oluşabilecek bir çok hastalığı önleyebilir. Doğru beslenme alışkanlıkları verebilmek için biz ebeveynlerin de model oluşturması çok önemlidir. Son zamanlarda obezite sıklığındaki artış beslenme alışkanlıklarımıza daha dikkatli bakmamız gerektiğini gösterir. 


Bu yaş grubundaki günlük dengeli olarak et, süt, tahıl, meyve, sebze, yağ ve şeker grubu gıdaları tüketmeleri gerekir. Bu dönemde günlük 350 mg kalsiyum ihtiyacı vardır. 250 - 300 gr. süt, yoğurt ve bir kibrit kutusu beyaz peynir bu ihtiyacı karşılar. Kemik gelişimi için bu dönemde de D vitaminine ihtiyaç vardır. D vitamini içeren gıdalar yetersiz sayıda olduğu ve kışın güneşten yararlanma şansı az olduğu için bu yaş grubunda da 400 ünite D vitaminine devam etmek gerekir. Demir ihtiyacı bu dönemde de devam etmektedir.
                                    BEBEKLER İÇİN GÜNLÜK MENÜ:
Kahvaltı
2/3 su bardağı süt (120 ml)

1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir

1 tatlı kaşığı tereyağı

1-2 tatlı kaşığı reçel / bal / pekmez / fındık ezmesi (sadece 1 tanesi)

2-3 adet zeytin (çekirdeği çıkartılmış)

1 ince dilim ekmek

Birkaç dilim domates veya mandalina

Öğle
2-3 yemek kaşığı kıymalı sebze

1-2 yemek kaşığı pilav

2 yemek kaşığı yoğurt

İkindi
1 kase yoğurt (150 ml)

1 küçük meyve ya da 2-3 adet bisküvi

Akşam
1 adet ızgara köfte

1 kase yayla çorbası ya da yarım dilim ekmek

Gece
Anne sütü ya da mama, inek sütü

DUYUSAL -MOTOR DÖNEMİ (0-2 YAŞ)

  • Çocuğun dış dünyayı keşfetmeye başladığı dönemdir. Bu keşif taklit ya da deneme yanılma yoluyla gerçekleşir.
  • 6 aylık bir bebeğe yüz hareketi gösterildiğinde o da aynı yüz hareketlerini yapar, taklit mevcuttur.
  • Çocuklar duyu organlarının algıladığından başka hiçbir şeyi kabul etmezler.
  • Metafizik sıfırdır.
  • 6. ve 8. aylar arsında ikincil tepkilerin koordinasyonu vardır. Yani refleksif davranışlardan amaçlı davranışa geçiş vardır.
  • 0-8 ay arasında ses bulaşması söz konusudur. Bu aşamada verilen süre önemlidir. Bebek kendini dış dünyadan ayıramıyor.
  • Ses Bulaşması: En basit taklit ve öğrenme yaşantısıdır. Örneğin; Ağlama sesi duyan bir bebeğin, ağlama sesi duyduktan kısa bir süre sonra kendisinin de ağlamaya başlaması ses bulaşmasıdır.
  • 8 ile 18 ay arasında nesne sürekliliğinin kazanılması gerçekleşir. Kişi sürekliliğinin kazanılması nesne sürekliliğine bağlıdır.
  • Nesne Sürekliliği: Nesne sürekliliği kazanamayan bebekler, bir nesne görüş alanından çıktığı an onun yok olduğunu sanırlar. Örneğin oyuncağı arkasına saklayan anneyi gören bebek nesne sürekliliği kazanmadıysa oyuncağın kaybolduğunu zanneder. Eğer nesne sürekliliği kazanmışsa oyuncağın annesinin arkasında olduğunu bilir ve odağını annenin arkasından çıkacak olan oyuncağa yöneltir.
    • 11. aydan itibaren bebekler nesne kimliğini kazanırlar.
    Nesne Kimliği: Bir nesnenin bir durumdan diğerine ya da bir günden başka bir gğne değişmediğini, aynı olduğunu anlayabilmektir.
    • Döngüsel Tepkiler (Devresel Tepkiler): Belli davranışların sürekli tekrarlanmasıdır. Bir bakıma özümleme çabasıdır. 3 türlü döngüsellik bulunmaktadır.
    Birinci Döngüsel Tepkiler (0-6 Ay): Tamamen bedene dönük tekrar hareketleri vardır. Ses bulaşması, sürekli parmağını emmesi, bulduğu bir şeyi ağzına götürmesi vb.
    İkinci Döngüsel Tepkiler (6-12 Ay): Dışa dönük tekrarlar mevcuttur. Elindeki kaşığı devamlı masaya vurma, çıkan sesten hoşlanıp davranışını tekrar etme vb.
    Üçüncü Döngüsel Tepkiler (12 Ay ve Üzeri): Hoşuna giden bir lafı ya da bir şarkıyı sürekli tekrar etmesi gibi döngüsel tepkilerden oluşur.
    • Pasif Beklenti: Kaybolan bir nesnenin ardından hiçbir şey yapmadan sadece bakmasıdır. Nesne sürekliliği ile birlikte 8. aydan itibaren başlar.
    • Sihirli Nedensellik: Davranışlar arasında neden sonuç ilişkisi kuramadığı için, burada sebebi sihirsel olarak oluştururlar.
    Çıngıraktan ses çıktığında bu sesin neden çıktığı çocuk için önemli değildir.

PİAGET HAKKINDA



  • Kendi yürüyeceği yolu kendi yaratan bir adamdır jean piaget. çocuğun bilişsel gelişimi ile uygarlığın gelişimi arasında paralellik kurmuştur. parlak kariyeri henüz 11 yaşında albino serçeleri gözlemlediği yazısının yayınlanmasıyla başlamış, 60 kitap ve yüzlerce makaleyle sürmüştür. 16 yaşındayken sık sık gidip araştırmalar yaptığı müzenin yumuşakçalarla ilgili bölümünün başına geçmesi teklif edilmiştir. üniversitede doğal bilimler okuyan piaget'nin amacı bilgiyi biyolojik olarak açıklayabilmek olmuştur.

  • "Çocuklar; yetişkinlerden farklı olarak, yalnızca kendi keşfettikleri şeyleri gerçek anlamda kavrayabilirler. onlara bir şeyleri şipşak öğretmeye kalkıştığımızda, bütün yaratıcılıklarını ve merak duygularını öldürmüş oluruz."  Jean Piaget
  • Jean Piaget, uluslararası genetik epistemoloji merkezi'nin kurucusudur. gelişim psikolojisi ve epistemoloji araştırmaları yapmıştır. psikoloji, sosyoloji ve bilim tarihi konularında çalışmaları olmuştur. isviçre'nin neuchatel kentinde doğmuştur. ödüldü, dereceydi dünya çapında bi sürü şey almıştır. 


PİAGET KİMDİR?



İnsanın öğrenme sürecinin ve çocuklara özgü, sevimli ancak mantığa aykırıymış gibi görünen kavramların ardındaki giz perdesini araladı. Felsefe ve ruhbilimin öncülerinden sayılan İsviçreli bilim damı.Jean Piaget, meslek yaşamının büyük bir bölümünü çocukları dinleyip, gözleyerek ve dünyanın her köşesinden bilim adamlarının aynı konuda hazırladıkları raporları inceleyerek geçirdi. Piaget sonuçta, çocukların yetişkinlerden çok farklı düşündüklerini ortaya koydu.
Kendilerini ancak dile getirebilen binlerce yeniyetmeyle yaptığı görüşmelerden sonra, Piaget söz konusu yaş grubunun dışa vurdukları o şirin, ancak mantığa aykırıymış gibi gelen görüşlerinin ardında kendilerine özgü bir düzen ve mantığı olan düşünce süreçlerinin yatabileceği sonucuna vardı. Einstein bunu, “yalnızca bir dahinin akıl erdirebileceği basitlikte bir buluş” olarak nitelendirdi. Piaget’nin ortaya attığı görüş, zekânın özünde yatan işlevlere yeni bir pencere açtı.
10 yaşında yayımladığı ilk bilimsel raporundan 84 yaşında ölümüne dek uzanan, yaklaşık 75 yıllık yoğun bir araştırma süreci sonunda Piaget gelişimsel ruhbilim, bilişsel kuram ve genetik bilgi kuramı (epistemoloji) adı verilen birçok yeni bilim dalının gelişmesine katkıda bulundu.